Sınav Kaygısı (Röportaj)
Uzm. Psikolog Burçin DEMİRKAN
Merhaba, sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben 1998’den itibaren Çocuk- aile danışmanlığı yapıyorum. Çocuklar ve gençlerin başarılı ve mutlu olabilmesi için ailenin de dinamik ve yeniliklere açık olması gerekiyor. Ben bun bu gerçeği ,mesleğimin ilk yılında fark ettim. Birçok seçkin eğitim kurumunda ve danışmanlık merkezinde çalıştım. Ulusal ve uluslararası düzeyde eğitimler verdim. Bunca deneyim ve bunca eğitim bana ailenin çocuk ve gencin başarısındaki önemine olan inancımı perçimledi. İstanbul da Asya ve Avrupa yakasında çalışmalarımı sürdürüyorum. Aynı zamanda, Erenköy’de bulunan Çocuk Aile Danışmanlık Merkezi ‘nin proje yöneticisiyim. Bu sene ilgi duyan tüm katılımcılar için, Avrupa Yakasında , Anne baba okulu çalışmalarını başlattım.
Siz öğrencilik hayatınızda sınav kaygısı yaşadınız mı? Bize bir anınız anlatır mısınız?
Evet. Eğitim hayatımda, dönem dönem ben de sınav kaygısı yaşadım. Erenköy Kız Lisesinde, orta ikinci sınıfta derslerle ilgili zorlandım. Bu konuda uzmanlaşınca anladım ki ergenlik döneminin bazı getirileri olur ve insanlar bazen derslerde zorlanabilir. Üstelik ben beş buçuk yaşında okula başlamıştım. Sınıf arkadaşlarımla aramda 1-2 yaş fark vardı. O sene hep kaygılıydım. Ama kaygımı aşacak yöntemleri bilmiyorum.
Bir de Psikoloji Yüksek Lisansı yaparken bir hocamın soru sorma yönteminde çok korkuyordum. Sınav salonunda sınavı beklerken ateşlendim.
Peki o günlerde nasıl davranıyordunuz?
Ders çalışmaya bir türlü başlayamıyordum. Televizyonda ne bulduysam iyi kötü demeden seyrediyordum. Ama seyrederken de mutlu değildim. İçimde gerginlik hissi vardı. Adete duygularım donmuş gibiydi. Annem babam beni anlamaya çalışıyordu. Ama yardımcı olma çabaları da pek işe yaramıyordu. Üstelik öğüt vermeye başladıklarında, içim öfkeyle doluyordu. Ve duygumu ailemle paylaşamıyordum. Ve o zamanlar ergenlik ,sınav kaygısı, gençlik sorunları konunda eğitimler ve danışmanlar bu kadar ulaşılır değildi.
Ama yüksek lisans yaparken bu konuda bilinçliydim. Bunun korkumdan kaynaklı psikosomatik bir tepki olduğunu biliyordum. Hocam sınav yapmaya geldiğinde onunla duygumu paylaştım. Bu durum beni biraz rahatlattı. Çünkü duyguları dile getirmek rahatlatır. Böylece, sınavda soruları rahat rahat okudum. Bir de sınava hazırlanırken iç konuşmalarımda, olumsuzluğa yer vermedim. ” Şimdi ben çalışmaya odaklanmalıyım. Sonuca değil” diye kendime telkinde bulundum. Çünkü iyi çalışabilirsem sonucun olumlu olması için stratejiler geliştirebilirim. Bu durumda hocam zorda sorsa ben o sorulara yönelik bir sistem geliştirdiğim için başarıyı yakalarım.
Sınavlar bilgiyi ölçer. Ama unutmamak gerekir ki , merkezi sınavlarda o soru yapılarına yönelik stratejileriniz ve psikolojik hazırlığınız varsa sınavı %60 - %70 oranında yapabilirsiniz.
Kaygı hayatımızda nelere sebep olur? Sınav kaygısı nedir?
Kaygı, aslında başarı için gerekli bir uyarılmışlık durumudur. Ama azı da çoğu insan başarısı için zararlıdır. Kaygı seviyesi normalin üzerinde olan kişilerde fiziksel, bilişsel, duygusal ve davranışsal değişiklikler olur.
Sınav kaygısı çocuk ve gençleri nasıl değiştirir?
Fiziksel olarak sınav kaygısının belirtileri; mide bulantısı, ellerde titreme, baş ağrısı,sıcak basması gibi durumlar yaşabilirler. Duygusal anlamda tahammül eşikleri düşer. Öfke patlamaları oluşur. Sınav sırasında soruları okumakta zorlanma yaşanabilir. Hatta yoğun yaşayan çocuk sınav öncesi ve sonrası çok huzursuz olur. Bilişsel olarak geriler. Sınav sırasında ve ders çalışırken dikkat ,odaklanma sorunları yaşar. Davranışlarında da değişmeler görülebilir. Okuldan kaçma , dershaneye gitmek istememe gibi bir çok davranış sorunu yaşanabilir.
Sınava giren çocukların Ebeveynlerde de sınav kaygısı olur mu?
Danışanlarıma “Kaygı bulaşıcıdır.” derim ben. Bunca yıl çocuklarla ve ailelerle çalışınca birçok kaygı bozukluğu yaşayan anne ebeveyn tanıdım. Onların kaygılarını yenme sürecini paylaştım.
Bazen çocuğun sınav kaygısı yaşmasına ailelerin sınav kaygısı sebep olmaktadır. Başarılı bir öğrenci, aile tutumları nedeniyle düşüş yaşayabilmektedir. Bu durumda ailelerle de çalışmak gerekir.
Aileler sınava girecek çocuklarına nasıl yaklaşmalıdır?
Sınavda hayatın bir parçasıdır. Her gün yemek yiyoruz. Okul hayatımız süresince sınava giriyoruz ve hatta bazı işlerde iş hayatımızda da sınavlara giriyoruz. Kısaca sınavlar yaşamın bir parçası. Sınanmak hayatın içinde var. O zaman, sınavlara gereğinden fazla anlam yüklememek lazım. Çocuğun duygularını sormak ve onu dinlemek lazım. Fazla uyaran da az uyaranda başarıyı düşürür.
Ama tabi ki bunlar genel bilgiler. Kaygı yaşayan kişinin yaşı, bireysel özellikleri, duygu durumu ve geçmiş deneyimlerine göre, kişinin ihtiyacı olan aile tutumları da değişmektedir. Bunları anlamak için öğrenciyle ve aileyi tanıyabileceğimiz görüşmelerle olur.
Ailelerin sınava yüklediği anlam ile çocuğun sınava kaygısı arasında ilişki var mı?
Var tabii ki. İyi bir öğrenme sevgi ve huzurun olduğu ortamlarda gerçekleşir. Ailelerin sınavların hayata ki önemi ve hayatın zorluğu konunda çocuğa aşırı uyarıda bulunurlarsa çocuklarının aşırı kaygı duymasına sebep olabilirler.
Ailelere önerileriniz var mı?
Aileler;
- Çocukların ihtiyaçlarını ve yapabileceklerini anlamaya çalışın.
- Sınav çocuğun kişilik değerini ölçmez.
- Çocuğunuzun huzurlu bir ortamda ve sevgi mesajları duyarak öğrenebileceğini unutmayın.
Sınava hazırlanan öğrencilere önerileriniz var mı?
Öğrenciler;
- Verimli çalışma sistemlerini öğrenin
- Sınavın sadece bilginizi ölçtüğünü unutmayın.
Sınav kaygısını aşmak için rahatlama tekniklerinden bahsediyorlar. Bu teknikleri nasıl öğrenebiliriz?
Nefes teknikleri ile bedensel rahatlama sağlanabilir. Bu konuda kitaplar var. Ayrıca, rahatlama tekniklerine yönelik grup çalışmaları yapılıyor. Derin nefes almak ve olumlu telkinler sınav kaygısı için çok işe yarar. Ancak sadece bunlarla sınav kaygısının çözüleceğini söylemek yanlış olabilir. Kaygının kaynağını bulmak ve ona göre çalışmak gerekebilir.
Sınav kaygısı konusunda kimlerden yardım alınabilir?
Psikolojik danışmanlar, psikologlar sınav kaygısı konusunda yardım edebilir. Pedagojik formasyon ve psikolojinin telepatik yönüyle ilgili deneyim sahibi olmak konuya yaklaşabilmek gerekli. Okulda ve dershanede çalışmış uzmanlar sınava hazırlana öğrencinin duygusal ve pedagojik durumunu anlamada çok fazla deneyime sahip oluyor. Bunu telepatik bakışla birleştirmekte önemli. Ayrıca gerekli gördüğümüzde, terapiye ilaç tedavisi eşlik eder. Bu durumda psikiyatri uzmanları ile işbirliği yaparız.
Ne zaman profesyonel yardım alınmalıdır?
Bir öğrenci soruları bildiği halde sınavda hatırlayamadığını söylüyorsa, bu durumu araştırmak gerekir. Yada okula gitmek istemiyorsa bu da bir ip ucu olabilir.Çünkü ilkokul birinci sınıfta sınanma kaygısı yüzünde okumayı bildiği halde öğretmenin yanında okuyamayan çocuklarla karşılaşıyoruz. Sınanma kaygısına geç müdahale edildiğinde çocuk okuldan soğuyabilir. Kendine güvensiz bir insan olabilir. Bazen sınav kaygısının altında başka pedagojik ve psikolojik sorunlar olabilmektedir. Bizlere başvurmaya vurmaya karar verene kadar öğrenciler migde ağrısı, başarısı gibi psikosomatik kaynaklı semptomlar yaşayabiliyor. Tırnak yeme, öfke patlamaları gibi bir çok davranış sorunu yaşayabiliyor. Başarı grafikleri inişli çıkışlı grafik izliyor. Bunlardan etkilenerek, çocuk olumsuz benlik algısı geliştirebiliyor . Başarılı ve kaliteli bir yaşam için yardım almayı ertelememek önemlidir.