Arkadaşlık Kurmakta Zorluk Çeken Çocuklar
Uzm. Psikolog Burçin DEMİRKAN
Günümüz koşullarında, annelerin çoğu çalışmaktadır. Bu nedenle de çocukların yaşamı, hızla ev ortamının ve mahalle kültürünün korumacı aurasından uzaklaşmaktadır. 2-3 yaşında kreşlerle başlayan sosyalleşme ortamı, anaokulu ve diğer okul ortamlarıyla sürmektedir. Böylece çocuk daha hızlı bir şekilde yaşıtlarıyla ve kurallarla tanışmaktadır. Bu sosyalleşme ortamları çocuğun gelişimi için de ihtiyaçtır.
Çocuğu doğal ortamlarında gözlemek gerekir. Yani çocuğunuz kreşteyken ya da okulda oyun oynarken onu ziyaret etmeniz ve gözlemlemeniz yararlıdır. Ancak bu gözlemleri yaparken çocuğunuzun öğretmeni ve kurum yönetimiyle işbirliği yapmanız da önemlidir.
Anne babanın çocuğuyla düzenli olarak oyun oynaması gerekir. Bu zaman diliminin gerçekten çocuğunuza fayda sağlaması için aklınızla olduğu kadar ruhunuzla da çocuğunuzun yanında olmalısınız. Çocuğuyla oynamayı görev gibi algılayan ebeveynlerin iyi iletişim kuramadığını gözlemliyorum.
Ebeveynin oyun sırasındaki gözlemleri birçok konuda yol gösterir. Çocuğun oyun oynarken sergilediği tutumlardan yola çıkarak akranlarıyla nasıl iletişim kurduğu hakkında fikir edinebilirsiniz. Ebeveynden beklediği bazı tutumları da arkadaşından beklediği düşünülebilir. Söz gelimi itaat.
Bununla birlikte unutmamak gerekir ki, ebeveynin yanında çocuk, tamamıyla arkadaşıyla iletişiminde sergilediği tutumları sergilemez.
Altı yaş ve sonrasında anne babanın çocuğunun arkadaşlarıyla iletişim kurması da çok önemlidir. Ama en önemlisi çocuğunuzu etkin bir şekilde dinlemektir. Çocuğunuzu seven bir arkadaşı, onun hayatında çok önemli durumların olumlu sonuçlanmasını sağlar. Bu nedenle çocuğunuzun yakın arkadaşlarını da etkin bir şekilde dinleyin. Onlarla sıcak ilişkiler kurmanızı öneririm.
İletişim kurarken sorduğunuz soruların çocuğu yönlendirici değil yüreklendirici olmasına dikkat etmelisiniz. Beden dilinizin samimi ve önyargısız olmasına özen göstermenizde fayda var.
Çocukların arkadaşlık kurmakta zorlanmalarının sebepleri nelerdir?
Akranlarla ilişkiler, yaşlara göre farklılık gösterir. Bu nedenle zorlanma sebepleri de farklılık gösterir. Ama temelde çocuğun arkadaş edinebilmesi için sosyal becerilere ve iletişim becerilerine ihtiyacı vardır. Bunlara ek olarak kendine güvenmesi ve öz saygısının yüksek olması arkadaşlarıyla olan ilişkilerde karşılaştığı problemleri çözebilmesini sağlar. Böylece çocuk bulunduğu ortamlarda kendini kabul ettirir.
Çocuğun özgüvenli olması için çocuğa evde de sorumluluk verilmesi çok önemlidir. Evde sınırlarla karşılaşmayan bir çocuk aile dışında sınırlarla karşılaşınca uyumsuz davranışlar sergileyebilir. Aile içinde anne babanın veya bir yakınının arasındaki iletişim şeklini model alabilir. Çatışmalarda hep bir tarafın kazandığı bir evde büyüyen bir çocuk, kazanmak veya kaybetmemek üzere sürekli savunmacı bir dil kullanabilir.
İnsanlarla yakın ilişki geliştirmede iyi deneyimlere sahip olmayan birisinin olumlu pratikler geliştirmesi için gerçekten birinin yardımına, anlayışına ve şefkatine ihtiyacı vardır.
Bazen, tamamen olumlu deneylere ve özgüvene sahip bir çocuk veya ergen de arkadaş ilişkilerinde uyum sağlamada zorlanabilir. Zaten büyümek ve değişiklikleri keşfetmek, her sene değişen bir bedene sahip olmak farklı bir deneyimdir.
Bir de aynı anda çocuğun hayatında birkaç değişiklik birden olmuşsa uyum sürecinde zorlanmalar normaldir. Mesela, küçük bir şehirden İstanbul gibi bir şehre taşınan bir ailenin çocuğu, hem şehir kültürünü hem okulunu hem de evini değiştirmiştir. Yani site ya da mahalle arkadaşlarını, geldiği şehirdeki sevdiği büyüklerini, öğretmenini, okul arkadaşlarını bırakıp yeniden tüm bu ilişkilerini yapılandırmak üzere yola çıkmıştır. Uyum sağlaması zaman alacaktır. Bazen taşınmaya sebep olan durumda çocuğu kaygılı, öfkeli yapar; anne babanın ayrılması gibi.
Önemli olan zorlanma ve uyumlama sürecinin en az hasarla atlatılmasıdır. Bu dönemde koçluk yapmak ve psikolojik destek vermek çocuğun yaşamını kolaylaştırır. Baş etme gücünü artırır. Çevreyle ilişkilerini güçlendirir.
Yaşam bazen çocukları sınırlar, kısıtlamalarla yüz yüze getirir ve çok acımasız olabilir. Bu durumlarda anne babanın, bazen büyükanne ve dedenin, öğretmenin etkin dinlemesi, onların sınırları kabul etmelerine ve yaşamın acı gerçeklerine uyum sağlamalarına yardımcı olacak çok önemli bir araçtır.
Duyulduğunu ve anlaşıldığını hisseden çocuk, zamanla tüm duygularını dile getirmeyi öğrenebilir ve olumsuz duygularıyla başa çıkmayı başarabilir. Bununla birlikte anne babalar da etkin dinlemeyle, çocukların istedikleri bir şeyi elde edemediklerinde çok sık duydukları kızgınlık ve düşmanca duygularına tepki vermenin yeni bir yolunu öğrenmiş olurlar.
Anne bana ve diğer aile üyeleriyle iyi bir ilişki ve iletişim halinde olan bir çocuğun da arkadaşlık kurmakta zorluk yaşaması mümkün müdür?
Evde ve ailenin diğer üyeleri arasında kabul edilme kaygısı olmayan bir çocuk okulda çok silik bir çocuk olabilir. Çocuklar da mekanlara ve insanlara göre farklı tutumlar sergiler. Bu durumda problemi yok saymak hata olur.
Arkadaşlık kurmakta zorlanan çocuklarda gözlemlenebilecek diğer psikolojik durumlar nelerdir?
Bazılarında okul başarısızlığı, tırnak yeme, saç yolma, okul fobisi, okulda davranış problemleri gibi patolojik sorunlar görülebilir. Bazen tikler ve hatta sınav kaygısı da ortaya çıkabilir. Önemli olan çocukları ve ergenleri gözlemlemektir. Çünkü akranları tarafından şiddetli derecede dışlanan çocuklarda suç işleme, depresyon, depresyona bağlı aşırı hareketlilik ve dikkat sorunları ve hatta intihar eğilimi görülebilmektedir.
Anne babalar çocuklarının arkadaş edinme problemlerinde onlara nasıl yardımcı olabilir?
Anne baba öncelikle çocukla ilişkilerini gözden geçirebilir. Çocuğuyla nasıl bir iletişim dili kullanıyor, eşler nasıl bir iletişim dili kullanıyor gibi... Emir vermek ve öğüt vermek, karşılıklı iletişim sırasında oluşan sorunların büyük bir bölümünü oluşturuyor. Özellikle çocukların davranışlarını yorumlarken kalıplaşmış yargılarla tepkiler veriyoruz. Oysa önemli olan davranışları, yargıları, duyguları ayırabilmektir. En önemlisi duyguları konuşabilmektir. Çocuğunuza günde kaç defa “yap/yapma” diyorsunuz, ne sıklıkla “bugün seni mutlu/mutsuz eden şeyler neler oldu?” diye soruyorsunuz?
Çocukların arkadaş edinme girişimleri başarısız olduğunda onları motive etmek için neler yapılabilir?
Çocukların arkadaş edinmesinde bireysel özellikleri etkilidir. Zeki, iş birlikçi, cana yakın ve diğer çocukların ihtiyaçlarına hassas çocuklar sosyal ortamda daha kolay kabul görür. Bu durumda kendi iyi özelliklerini fark ettirecek sorular sormak çocuğu güçlendirir. Aynı zamanda çocuğun empati, nezaket, sosyal uyum ve kendini sınırlama hislerini destekleyip geliştirmesine yardım edebilir. Arkadaş edinmenin öğrenilebilen bir beceri olduğu çocuğa söylenir.
Hangi aşamada bir uzmana başvurmak gerekir?
Bence psikolojik destek ve aile danışmanlığı desteği almak için bir uzmana başvurmak, dişçinize çürümeyen dişinizin bakımı için gitmek gibi bir şey olmalı. Büyük sorunlar çıkmadan yapılmalı. Önemli olan gelişimsel ve koruyucu danışmanlık desteği alıp sağlıklı bireyler yetiştirmektir. Küçük sorunlarda kısa süreli yardımlar almak sizi ve çocuğunuzu rahatlatır.
Arkadaşlık kurma zorluğu yaşayan çocukların hayatları kısa ve uzun vadede bu durumdan nasıl etkilenir?
Bu çocuğa etkisinin şiddetine, çocuğun karakterine, ailesine, yaşadığı ortama ve çocuğun yaşına göre değişir.
Okul hayatında zorluk yaşamaması için neler yapılabilir?
Testlerle ve aile görüşmeleriyle çocuğun akranlarıyla ilişki kurmakta zorlanmasının sebebi araştırılır. Danışma planı yapılır. Oyun terapisi, müzik terapisi, kum terapi ve aile danışmanlığı gibi yöntemlere başvurulabilir. Nasıl bir yöntem izleyeceğimize ilk seanstaki tanılamadan sonra karar verilir. Yardıma ihtiyacı olan bir ergen ya da genç ise danışma planı farklılaşır.
Öğretmenlerin bilgilendirilmesi gerekli midir?
Tabii ki! Çocuğun hayatına dahil olan tüm yetişkinler çocuğa yardım edebilir.
Çocuğun kardeş veya kardeşlere sahip olması avantaj mıdır, dezavantaj mıdır? Durumunu nasıl etkiler?
Aileye göre değişir. Ebeveyn tutumları önemli bir faktördür. Ailenin duygularını sakin bir üslupla konuşabilmesi ve değişimi gerçekten istemesi süreci hızlandırır.
Belirtileri nelerdir?
Okula gitmeyi reddetme, içine kapanma, aşırı hareketli olma, aşırı saldırgan olma, kabul edilmek için kendini arkadaşlarına kullandırması… (arkadaşlarına aşırı itaat, bir mağazadan izinsiz ürün alma vb.)
Peki çözüm yolu nedir?
Çocuğunuzla düzenli ortak vakit geçirin. Nasihat etmek yerine duygularını dinleyin. Duygularını kabul edin. Ona empati kurmayı öğretin. Öz saygısını geliştirin. Sınırları öğretin. Yine de zorlanıyorsanız, uzmana danışın. “Çocuktur geçer” demeyin. Unutmayın, anne babalar ve büyükanneler çocuklarının problemini kabullenmekte zorlanabilirler. Kabullenilmeyen problem her geçen daha büyük sorunlara yol açabilir. Ben ve benim gibi birçok profesyonel çocuğu psikolojik envanterlerle ve testlerle de değerlendirdiğimiz için sorunu tanılarız. Kaynağı doğru tanılanan problem mümkün olan en kısa sürede çözülür.